ALZHEİMER HASTALIĞI NEDİR?

ALZHEİMER HASTALIĞI NEDİR?

Yaşlanma ile çok sayıda kronik hastalığın görülme sıklığı artmaktadır. Bu kronik hastalıkların başında demans yer almaktadır. Demans edinsel olarak,  bilişsel (kognitif) yeteneklerde, günlük yaşam aktivitelerini etkileyecek düzeyde bozulmalar olmasıdır. Alzheimer hastalığı en sık demans nedenidir.

Alzheimer hastalığı beyin işlevlerindeki bozukluklara bağlı olarak zihinsel işlevlerde gerileme, davranış sorunları ve işlevsellikte azalma ile giden dejeneratif bir hastalıktır. Alzheimer hastalığı, bilişsel gerilemenin yanısıra çeşitli nöropsikiyatrik davranışsal rahatsızlıklara neden olan, kişinin günlük yaşam faaliyetlerinde bozulmalar ortaya çıkaran ve kişide önemli fiziksel ve psikolojik yıkımlar meydana getiren bir hastalıktır. Alzheimer hastalığı özellikle 65 yaşından sonra ortaya çıkar. Tüm bunama ile giden hastalıkların %50-75’ini oluşturmaktadır. Alzheimer hastalığı, 65 yaşın üzerindeki kişilerde %3-11, 85 yaşın üzerinde ise %20-47 oranında görülme sıklığına sahiptir. Dünyanın değişik bölgelerinde yapılan çalışmaların gösterdiği sonuçlara göre, 65 ile 85 yaşları arasında hastalığın görülme sıklığı her beş yılda bir iki katına çıkmaktadır. Yaşın ilerlemesi Alzheimer riskini artıran en önemli etkendir.

Alzheimer hastalığının sıklığı nedir?

Alzheimer hastalığının sıklığı yaş ile artmaktadır. 65 yaşından sonra Alzheimer’a yakalanma sıklığı her 5 yılda bir iki kat daha fazladır. Toplumun giderek yaşlanması nedeni ile önümüzdeki yıllarda Alzheimer’lı hastaların sayısının çok daha fazla olacağına inanılmaktadır.

Alzheimer hastalığı teşhisi sırasında ne tür laboratuvar testleri kullanılmaktadır?

Burada en sıklıkla başvurulan testler rutin kan incelemeleri, beyin MR veya tomografi görüntülemesi ve nöropsikolojik değerlendirmedir. Bunların sonucuna göre başka incelemelere (örneğin: EEG, beyin omurilik sıvısı) de ihtiyaç duyulabilir. 

Alzheimer hastalığı Evreleri

Erken Evre,
Yakın süreli bellek sorunları, konu/soru tekrarı, kendini ifade etmede hafif zorluklar olabilir, yazma ve alet kullanmada zorluklar başlayabilir, depresyon gelişebilir, kişilik değişiklikleri eşlik edebilir, yeni becerilerin öğrenilememesi, hastalığı inkar etmesi, sinirlilik ve aldırışsızlık hali olması, günlük yaşamda dikkatli gözlemcilerin, fark edebileceği aksamalar dışında ciddi bir sorun yoktur.

Orta Evre
Geçmişteki yaşantıların ve öğrenilmiş bilgilerin yavaş yavaş kaybolmaya başlaması, problemlerle başa çıkmada artan güçlük, yönelimde bozulma, sebep sonuç ilişkisi kurmada güçlük, kaybolma riski yüksektir, uyku bozukluğu olabilir, davranışsal semptomlar daha da belirgin hale gelir , günlük yaşam aktivitelerinde yardıma ihtiyaç duyar, bellek sorunları ve konfüzyon daha da belirgin, yakınlarını tanımada güçlük, yeni bilgi öğrenemez, bir kaç basamaklı görevlerde belirgin güçlük ( giyinme, soyunma  gibi), yeni durumlarla başa çıkmada güçlük, delüzyonlar ve paranoya, yakınlarını suçlama(hırsızlık), olmamış olayları olmuş gibi anlatma (hikaye yazma, hezeyan)

İleri Evre
Geçmiş ve mevcut zaman karışır, yakınlarını tanıyamaz, iletişim ileri derecede bozulmuştur, düşmeler olabilir, yatağa bağımlı olabilir, yutma sorunları, idrar kaçırma, psikiyatrik semptomlar çok daha belirgin, tamamen bakıma muhtaçtır, genellikle pnömoni ve diğer infeksiyonlara bağlı hastalar kaybedilir.

Alzheimer hastalığının tedavisi nasıl yapılmaktadır?

Tedavi
Demansa en sık sebep olan hastalık Alzheimer Hastalığı’dır. Alzheimer Hastalığı evreleri erken, orta ve ağır evre olarak sınıflandırılabilir.

Alzheimer tanısı kesinleştirildikten sonra, tedavi süreci başlar. Demanslı yaşlıların bakımı önemli bir sosyal problemdir. Bu sebeple uygun bir çevre düzeni yaratılmalı ve evde gerekli güvenlik önlemleri alınmalıdır.

Hastanın yaşına, hastalığın düzeyine göre tedavisi değişebilir.  Alzheimer’lı hastaların mümkün olduğunda bağımsız yaşamasını sağlamak için ev ortamında bazı değişiklikler yapılabilir.  Etrafa hatıraları anımsatıcı nesneler ve notlar bırakmak söz konusu uygulamalardan bazılarıdır.

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanan ilaçlar Orta Düzey Alzheimer hastalıklarında ve şiddetli Alzheimer vakalarında sıkça kullanılmaktadır.

Bu ilaçlar Alzheimer’in neden olduğu semptomları azaltmak ve davranışsal sıkıntıları gidermek için hekim gözetiminde verilir. Nöronlar arasında mesajları ileten kimyasallar olan sinir taşıyıcılarını yönetme prensibine göre çalışan bu ilaçlar her ne kadar Alzheimer’ın altında yatan sebebi çözümlemese de çoğu hastada etki gösterip semptomları azaltabilir. Hiçbir ilaç tedavisi Alzheimer hastalığı için kesin çare olmaz. Ancak ilaç tedavisi, bazı insanlarda ilerleyici belirtileri geçici olarak yavaşlatmak için geliştirilmiştir. Hastalığın seyrini değiştirecek ve hastanın hayatının kalitesini artıracak yeni tedaviler üzerinde çalışmalar yapılmaya devam etmektedir.

Bunama vakalarının yaklaşık yarısı önlenebilir !!!!

Tüm dünyada ve Türkiye’de Alzheimer hastalığının hızla artmakta, 2022-2050 yılları arasında insan ömrünün gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere yaklaşık 5 yıl daha uzayacağını öngürülüyor. Alzheimer hastalığı için koruyucu tedbirleri uygulamaya geçirmez ve de etkili tedavileri devreye sokamazsak uzayan ömürle birlikte Alzheimer hastalarının sayısı ülkemiz ve tüm dünyada daha da artacak.

Bunama riskini azaltmada kritik rol oynayan 14 değiştirilebilir risk faktörü mevcut. Bu faktörler arasında şeker hastalığı, yüksek tansiyon, obezite, sigara, hareketsizlik, depresyon, düşük eğitim düzeyi, işitme ve görme kaybı gibi yaşam tarzıyla doğrudan ilişkili durumlar bulunuyor. Bu değiştirilebilir ve tedavi edilebilir durumlar için alınacak önlemler hastalığın ortaya çıkışını önleyebilir.

LDL kolesterole dikkat !

Yapılan çalışmalar gösterdi ki; Orta yaşlarda yüksek kolesterol seviyelerine sahip olmanın bunama riskini ciddi şekilde arttırdığı ve  Kötü kolesterol olarak bilinen LDL kolesterol yüksekliğinin bunama vakalarının %7’sinden sorumlu olduğu tespit edilmiş. Aynı zamanda beynin dış dünya ile bağlantısını sağlayan göz ve kulak sağlığının korunmasının, bunamadan korunmada en etkin yöntemlerden biri olduğunu gösterilmekte.

Orman yangınları bunama riskini artırıyor!

Güney Kaliforniya’da 1,2 milyon insan üzerinde yapılan 10 yıllık bir araştırmanın sonuçları , yangın dumanına maruz kalmanın, bunama riskini diğer hava kirliliği türlerinden daha fazla artırdığını ortaya koydu. Yangın dumanı, beyin sağlığı için en tehlikeli hava kirliliği türü olarak öne çıkıyor ve araştırmacılar, özellikle orman yangını dumanından kaynaklanan PM2.5 maddelerine maruziyetin bunama riskini  %21 oranında arttırdığını saptanmış. Çevre politikalarında değişiklikler yapmak ve önlem almak şart. Orman yangını geçirmiş bölgelerdeki halkın da bunama açısından yakın takibi yapılması gerekir.